22 Nisan 2014 Salı

Büyükada

Büyükada
İstanbul adalarının en büyüğü olan 5.4 kilometre kare alana sahip Büyük Ada’nın Maltepe sahiline olan uzaklığı 2.3 km, 2000 yılı itibarı ile Sedef Adası dâhil olmak üzere nüfusu ise 7.335 kişidir.
Bizans zamanında sürgün ve manastır bölgesi olarak kullanılmış olan Büyük Ada, İmparatorların otoritelerini sarsacaklarından endişe ettikleri yakın akrabalarını, devlet adamlarını, muhalifleri hapsettirdikleri ve sürgüne yolladıkları ada olma özelliğine sahiptir. Özellikle sürgün edilen saray kadınlarını ve inzivaya çekilen rahipleri ağırlayan adanın en eski yapılarından olan ve günümüze ulaşmayan Kadınlar Manastırı birçok sürgüne sahne olmuştur. Hiç kuşkusuz bu sürgünlerin en ilginci Kadınlar Manastırı’nı bina ettiren İmparatoriçe İrene’nin kendisinin de bu manastıra sürgün edilmesidir.
Büyükada’nın yerleşimi iki mahalle üzerine kurulmuştur. Bu mahalleler Nizam Mahallesi ve Maden Mahallesi’dir. Dik yokuşların bir hayli fazla olduğu adanın iki önemli tepesi; güney tarafta Yorgi Tepesi (Yüce Tepe) ile kuzey tarafta Hristos (İsa) Tepesidir. Adanın batı cephesinde 500 m genişliğindeki Dil Burnu uzanır ve Dil Burnu’nun kuzeyinde Nizam koyu, güneyinde ise Yörükali plajı bulunur.
19 yy.da nüfusu 3000’e yaklaşan Büyükada’ya vapur seferlerinin başlaması; Büyükada için bir dönüm noktası olmuş, vapur seferleri sonrası ada nüfusunda kademeli olarak artış gözlenmiştir. Vapur severleri ile birlikte İstanbul aydınlarının ve Rum ileri gelenlerinin adaya yerleşmesi; adanın mimari profiline zenginlik katmış, yaz aylarında adaya İstanbul halkının günü birlik ziyaretleri ve adanın yazlıkçı sayısındaki hatırı sayılır artış; adanın günümüzdeki renkliliğine büyük katkı sağlamıştır.
Büyükada 17 Nisan 1453 yılında Kaptan-ı Derya Baltaoğlu Süleyman Bey komutasındaki Osmanlı donanması tarafından fethedilmiş ve fetih diğer İstanbul adalarına nazaran daha uzun sürmüş; bu fetihle birlikte adanın demografik yapısı da değişmiş ve ada zamanla çok kültürlülüğün İstanbul’daki simgelerinden biri olmuştur. Hiç kuşkusuz bu çok kültürlüğün en güzel örneği; cami, kilise ve sinagogların aynı toprak parçası üzerinde barış ve ahenk içinde bir arada olmasıdır.
1908 yılında II. Meşrutiyet’in ilanından sonra II. Abdülhamid bazı nazır ve paşalarını Büyükada’da ikamet ettirmiş ve devlet ricalinden olan bu zatların Büyükada’da yaptırdıkları konak ve yalılarla ada zengin ve gösterişli bir görünüm kazanmıştır. Ayrıca; Stalin dönemi Rusya’sından sürgün edilen, Lenin döneminin önde gelen siyasetçilerinden olan Troçki’de Büyükada’da dört yıl bulunmuştur. 1920’li yıllarda Rusya’daki iç savaştan kaçarak İstanbul’a gelen on binlerce Beyaz Rus’un bir kısmının Büyükada’ya yerleştirilmesiyle birlikte ise; adanın kozmopolit yapısı daha da güçlenmiş ve adanın kültür harmonisi bir çok sahada farklı bir tat yakalamıştır.
Büyükada’nın en önemli ibadet mekânları, İsa Tepesi’nde bulunan Hiristos Manastırı, adalı Ortodoksların büyük ayinlerini tertip ettikleri Kumsal semtinde bulunan Ayios Dimitrios Kilisesi, yine Kumsal semtinde bulunan Musevi Sinagogu ve II. Abdülhamid tarafından 1895 yılında inşa ettirilen Hamidiye Camii’dir. Ayrıca; Ermeni ve Latinlere ait iki kilise, Ortodokslar tarafından inşa ettirilen diğer kiliseler ve Müslümanların adaya yerleşmeye başlamalarıyla birlikte adadaki yerini alan camiler göze çarpan diğer ibadet mekânlarıdır. Bu ibadet mekânlarının yanı sıra adada Ortodokslarca kutsal su kaynakları olarak inanılan Ayios Konstantinos, Ayia Fotini, Ayia Paraskevi ve Ayios Yeorios adlı tarihi Ayazmalar adanın dikkat çeken diğer mekânları arasında gösterilebilir.
1930 yılında adadaki Rum Mezarlığı çevresinde bulunan, Büyük İskender’in babası II. Filip’e ait toplam 207 sikkeden meydana gelen Büyükada definesi; İstanbul Arkeoloji Müzesi koleksiyonuna dâhil edilmiştir. Bu define Büyükada tarihinin derinliğini gözler önüne sermesi münasebetiyle Büyükada tarihi açısından önemli bir yere sahiptir. Yeşil ve mavinin berrak yüzünün kirlenmediği ve beton yığınlarıyla öldürülmeyen doğasıyla Büyükada; İstanbul portesinin göz alıcı karelerini barındıran adalarımızdan biri olmayı hala sürdürmektedir.

Hazırlayan: Ali Akçakaya 
Kaynak: http://www.ibb.gov.tr/sites/ks/tr-TR/1-Gezi-Ulasim/adalar/Pages/buyukada.aspx

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder